18 Aralık’ta oynanacak final maçıyla kapanış yapacak olan dünyanın en önemli spor etkinliklerinden FIFA Dünya Kupası, bu yıl 20 Kasım’da Katar ev sahipliğinde başladı. Başlangıcından bu yana pek çok farklı nedenle eleştirilerin hedefi hâline gelen etkinlikte geçen hafta yaşanan bir olay ise oldukça konuşuldu: Evet, Ronaldo’nun gol sevincini kursağında bırakan o olaydan bahsediyoruz.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Ne olmuştu?</h2>Portekiz’in Uruguay’a karşı etkinliğin 8. gününde oynadığı maçta Ronaldo, Uruguay'ın kalesine “attığı” golün ardından sevinçle takım arkadaşına doğru koşmaya başladı. Ancak Ronaldo’nun bu gol sevinci çok da uzun ömürlü olamadı. Evet, ortada Uruguay’ın kalesine atılmış bir gol vardı. Gelgelelim bu golün asıl sahibi Ronaldo değil; bir başka Portekiz oyuncusuydu. Buna göre, Ronaldo’nun takım arkadaşı Bruno Fernandes’in ayağından çıktıktan sonra topa, kaleye girene kadar başka kimse değmemişti.Olayın aslının anlaşılmasını sağlayan şey ise spor ve teknolojinin bir araya geldiği en güzel örneklerden olan, maçta kullanılan futbol topunun içine yerleştirilmiş küçük çipten başkası değildi.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;"><a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://twitter.com/SkyFootball/status/1597556966821629953" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/11/2022-12-05T00:00:54.671Z.png" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="0.65" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a>Çip mi? Ne çipi?</h2>2022 Dünya Kupası’ndaki müsabakalarda, Adidas tarafından üretilen ve Arapça “yolculuk” anlamına gelen “Al Rihla” isimli toplar <a fr-original-style="" href="https://mymodernmet.com/world-cup-soccer-balls-technology" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">kullanılıyor.</a> Bunların her birinin gerçek zamanlı ve uzamsal olarak takip edilmelerini mümkün kılan sensörlerle donatıldığı gerçeği ise topların yolculuklarının kelimenin tam anlamıyla izlenebileceği anlamına geliyor. Sensörlerden gelen verilerin optik takip araçlarıyla birleştirilmesiyle maçta meydana gelen her bir hareketin detaylıca incelenmesi; bunun sonucundaysa maçın kaderini etkileyebilecek durumlarda karar verme sürecinin daha sağlıklı işlenmesi sağlanabiliyor.<img src="https://images.aposto.com/2022/11/1/1670198748861.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="1.51" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">AdidasKINEXON tarafından altı yıllık bir çalışmanın ürünü olarak üretilen sensörlerden, FIFA’da kullanılan her bir topta her biri farklı bir amaca hizmet etmek üzere iki adet bulunuyor. Bunlardan ilki GPS ya da Bluetooth’a kıyasla daha doğru sonuçlar veren ultra geniş bant (UWB) sensörü olarak karşımıza çıkıyor. Herhangi bir topun herhangi bir anda nerede olduğuna dair kesin veriler sağlayan bu sensör, bu verilerin gerçek zamanlı olarak iletilmesine de yardımcı oluyor.Sensörlerden ikincisi ise bir atalet ölçüm birimi (IMU) sensörü. Bu sensörse topun ortamda nasıl hareket ettiğine dair ayrıntılı bir bakış sağlamakla yükümlü.Bu demek oluyor ki bir Al Rihla’ya yapılan her temasta bu sensörler, saniyede 500 kare hızında veri alacak şekilde çalışmaya başlıyor ve bu veriler, anında kullanıma uygun bir şekilde bilgileri depolayan; sahanın etrafına yerleştirilmiş yerel konumlandırma sistemine (LPS) iletiliyor.2022 Dünya Kupası boyunca bu teknoloji, hâlihazırda teniste de kullanılan bir sistem olan Hawk-Eye ile birlikte çalışacak. Maçların gerçekleştiği stadyumların etrafına yerleştirilmiş toplam on iki Hawk-Eye kamera, hem sahadaki oyuncuları hem de oyuncuların ayağında ordan oraya sürüklenen topu saniyede 50 kez takip ediyor. KINEXON’un geliştirdiği sistemden ve Hawk-Eye’dan gelen verilerin birleştirilmesiyle ise hata payını en aza indirmek ve yerinde ofsayt kararları vermek mümkün hâle geliyor.<h2 dir="ltr" fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Sıra oyuncularda</h2>Hakemlere karar verme sürecinde yardımcı olmanın da ötesinde, bu sensörler aslında her türlü ölçümü yapabilme kabiliyetine<a fr-original-style="" href="https://mymodernmet.com/world-cup-soccer-balls-technology" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">&nbsp;sahip.</a> Bu yıl içinde oynanan bir Portekiz Süper Ligi küme düşme maçında yapılan testlerde KINEXON, oyuncuların formalarına da sensörler taktı ve ve bu sensörler; topun bir oyuncuda ne kadar süre kaldığı, oyuncunun ne kadar hızlı top sürdüğü ve top kazanımı/kaybı dahil olmak üzere 300’den fazla ölçüm toplanmasını mümkün kıldı. Henüz test aşamasında olsa da, bu teknolojinin ileride daha yaygın bir şekilde kullanılmasıyla antrenörlerin oyun taktiklerinde bu veriler ışığında daha ince ayarlar yapması söz konusu olabilir.<img src="https://images.aposto.com/2022/11/0/1670198200165.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" width="550" ratio="0.75" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Daily MailSadece 14 gram ağırlığındaki sensörler, Adidas’ın belirttiği üzere altı saatlik aktif kullanım süresine sahip küçük bir pille <a fr-original-style="" href="https://www.dailymail.co.uk/sport/football/article-11483753/Bizarre-photo-reveals-high-tech-World-Cup-footballs-need-charged-used-games.html" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">çalışıyor.</a> Kullanılmadığı durumlarda ise topun, 18 güne kadar dayanabildiği belirtiliyor.

Quando

Yolculuğu adım adım takip edilebilen top: Al Rihla

Eusebio, Figo, Rui Costa ve diğerleri… Portekiz, dünya futboluna bugüne dek pek çok efsane isim kazandırdı. En üst düzeyde rekabet eden bu yıldızların hepsi dönemlerine damga vurdu elbette ancak hiçbiri Cristiano Ronaldo kadar baskın değildi. Ronaldo’nun kıyaslandığı isimleri ve tarihte konumlandırıldığı yeri düşününce bu duruma pek şaşırmamak gerek. Pek çoklarına göre tarihin en iyisi olan yıldız isim son kez Dünya Kupası sahnesine çıkıyor.&nbsp;2006 Almanya’dan beri hiçbir kupayı kaçırmayan efsanenin sahip olamadığı, isteyip de alamadığı tek kupa Dünya Kupası. Şimdi Portekiz, güçlenen kadrosuyla iddialı şekilde geldiği Katar’da kaptanına kupayla veda etmek istiyor. Her bölgede Avrupa’nın en önemli takımlarında oynayan oyunculardan kurulu bir ekibe sahip olan kırmızı yeşillilerde ilk amaç tabii ki gruptan çıkmak. Favorilerden bahsedilirken bir çırpıda ismi sayılan ülkelerden biri değiller ancak EURO 2016’da da değillerdi.&nbsp;Portekiz’in genç kadrosu, son yıllarda adlarından sık sık söz ettiriyor. Joao Felix’in rekor transfer ücreti, Bruno Fernandes’in Premier Lig performansı ve Ruben Dias, Palhinha, Bernardo Silva gibi oyuncuların istikrarı yakalayan üst düzey performanslarıyla Portekiz futbolu, eski günlerine döndüğünün sinyallerini veriyor. Gana, Uruguay ve Güney Kore’nin yer aldığı H Grubu’nun da favorisi konumundalar. Büyük bir sürprize imkân vermezlerse onlar için asıl mücadele grup aşamasından sonra başlayacak.&nbsp;&nbsp; Kaybedenin evine döndüğü maçların oynanacağı ikinci tur ve sonrasında saydığımız tüm bu yıldızların yanında, yaşı ilerlemiş olsa da hala takımının en önemli silahlarından biri olan Cristiano Ronaldo olacak. Teknik olarak çalışmalarının tam olmasının yanında zihinsel olarak da hazır olmaları gereken turnuva öncesi Ronaldo’nun kulübüyle yaşadığı sorunlar aklını bulandırıyor olabilir. Ancak tüm bunlara rağmen kariyerine bir Dünya Kupası kazanarak veda etmek istiyorsa ekibine liderlik etmek zorunda. Hem takımı inandırmak hem de birlikte olmaktan ve onun için savaşmaktan keyif alan bir ekip yaratmak Ronaldo için hem sorumluluk hem de kendisi için kurduğu hayaller adına bir gereklilik.Yaşlı kaptanın genç tayfası ilk olarak; Afrika’nın iddialı ve istikrar kazanmış ekibi Gana’yı, Dünya Kupası’nın Güney Amerikalı gediklisi Uruguay’ı ve Son önderliğindeki Güney Kore’yi saf dışı bırakmaya çalışacak. Kıran kırana mücadelelerin yaşanacağı gruba kâğıt üzerinde favori başlamaları onlar için psikolojik olarak bir üstünlük sağlayacaktır.

PATRONA VEDA

Premierweek'te rotasyon zamanı. Oğuz Can Ergin ve Enes Yılmaz, Premier League'de 8. hafta maçlarının notlarını aktardı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bruno Fernandes röportajı, Tottenham-Leicester maçı, Fabio Vieira, Onana-Gueye-Iwobi üçlüsü, Nottingham Forest'ın soru işaretleri.</li></ul><a data-type="embed" fr-original-style="" href="https://open.spotify.com/episode/2AYcU8YiL9jFRLORbFZTl1?si=8b7cf27e0f9244ef" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank"><img src="https://embed.apos.to/assets/2022/8/2022-09-23T21:42:32.181Z.png" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"></a>

This Is England

⚽ Manchester United’a transfer olduğu tarihten bugüne akan oyunda 23 asist yapan Bruno Fernandes, Premier Lig’de 2020 Şubat’tan beri bu alanda en çok asist yapan futbolcu konumunda bulunuyor.

Punto 

Southampton 0-1 Manchester United<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bruno Fernandes 55'</li></ul>Liverpool 9-0 Bournemouth<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Luis Diaz 3' 85', Harvey Elliott 6', Trent Alexander-Arnold 28', Roberto Firmino 31' 62', Virgil Van Dijk 45', Chris Mephan 46' (KK), Fabio Carvalho 80'</li></ul>Chelsea 2-1 Leicester City<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Raheem Sterling 47' 63' | Harvey Barnes 66'</li></ul>Manchester City 4-2 Crystal Palace<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Bernardo Silva 53', Erling Haaland 62' 70' 81' | John Stones 4' (KK), Joachim Andersen 21'</li></ul>Brentford 1-1 Everton<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Vitaly Janelt 84' | Anthony Gordon 24'</li></ul>Brighton 1-0 Leeds United<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Pascal Gross 66'</li></ul>Arsenal 2-1 Fulham<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Martin Odegaard 64', Gabriel Magalhaes 86' | Alexandar Mitrovic 56'</li></ul>Aston Villa 0-1 West Ham United<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Pablo Fornals 74'</li></ul>Wolverhampton 1-1 Newcastle United<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Ruben Neves &nbsp;38' | Allan Saint-Maximin 90'</li></ul>Nottingham Forest 0-2 Tottenham<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Harry Kane 5' 81'</li></ul>

Perşembe'yi Cuma'ya bağlayan gece, İngiltere’de sezonun gidişatına yön verecek önemli bir derbi oynandı. Maç iki taraf için de çeşitli nedenlerden dolayı büyük önem arz ediyordu. Buradan gelecek galibiyet Arsenal tarafından, Şampiyonlar Ligi iddiasını güçlendirmek; Manchester United tarafından da Ralf Rangnick’in Old Trafford’taki ilk maçında, takımın üzerindeki kara bulutları dağıtmak demekti. Üniversitede bir hocam “Baskıyla başa çıkılmaz, baskı yönetilir” der hep. Rangnick’in dokunuşlarının net şekilde hissedildiği maçta, United baskıyı daha iyi yöneten taraf oldu.Fikir sahibi olmak için maç planlarına baktığımızda, bana kalırsa oyunun seyrini değiştiren hamle Arteta’nın orta alandaki Elneny tercihiydi. Partey’e partner olarak Elneny’i seçmek, aslında “Ben oyunu geride kabul edip, kontra ataklarla skora gitmeyi deneyeceğim” demekti. Fakat belki de Manchester United’ın pasifliğinden dolayı, savunmasını ilerde kurarak başlayan ve ön alan presi deneyen taraf şaşırtıcı şekilde Arsenal’di. İlk 15 dakikada sağlı sollu ataklarla rakiplerine adeta dayak attılar. Bu ısıran oyun meyvesini de verdi. Saka’nın yerine tercih edilen Martinelli, en başından beri savunma zaaflarını bildiği Telles ile uğraşmasının sonucunu alarak, tartışmalı bir golü getirecek duran topu takımına kazandırdı. Bu golden sonra ise sanki biri, sahaya bir ayna tutmuştu. İşler simetrik şekilde tersine döndü.Maça çok statik başlayan Manchester United silkelendi. Bruno Fernandes’in uzun topları, oyunu Partey-Elneny ile top çıkarmakta zafiyet gösteren Arsenal’in yarı sahasına yıktı. United’ta artık stoper Maguire bile hücumda önemli bir rol edinmişti. Devrenin sonunda Fernandes kilidi açtı. Soyunma odasına 1-1'lik eşitlikle girildi.Rangnick’in takımının baskısı ikinci devrede de hız kesmeden devam etti. Rakip sahaya iyi dağılan ManU, orada organize olmayı başardı. İlk 15’ten sonra dalga dalga gelen bir özgüven vardı. Çıkamayan Arsenal topu kaptırdı. Rashford’ın içeri çevirdiği topta, Ronaldo altı pas içinde kariyerinin 800. golünü attı. Kırmızı Şeytanlar daha bu gole sevinmeden, Odegaard ile cevap geldi. Martinelli’nin bu golde de payı büyüktü. Aslında iki gol de şekil olarak birbirine çok benziyordu. Eşitlik yine sağlanmıştı.Dakika 60’ta tempo hala çok yüksekti ama artık orta sahalar düşmüştü. İş tamamen rus ruletine dönerken de takımının ikinci golünü atan Odegaard büyük bir hata yaptı. Ceza sahası içerisinde Fred’i düşüren Norveçli futbolcu penaltıya sebebiyet verdi ve Ronaldo yeniden sahneye çıktı. Maç içinde pek aktif olmasa da galibiyeti getiren golü penaltıdan ağlara gönderdi.Tekrar geriye düşen Arsenal, can havliyle kulübeden Saka-Lacazette ve Nketiah’ı yakın dakikalarda sahaya sürdü. Aubameyang çıkmadan net bir gol pozisyona girdi ama o da bitirişi yapamadı. Manchester United oyunu iyice soğuttu. Arsenal’in çabası birkaç cılız ataktan öteye gidemedi ve United 3 puana uzandı. Maçı bana kalırsa Fred-McTominay ikilisinin hem savunmada hem de hücumdaki iki yönlü pozitif katkısıyla kazandılar. Hepsinden de önemlisi, geçtiğimiz haftaki Chelsea maçında da gördüğümüz kolektif oyunu bu hafta da sahaya yansıtmayı başardılar.

Manchester United, Arsenal'ı mağlup ederek derin bir nefes aldı. 

Baskıyı Yönetmek

vs ChelseaLigde haftanın en merakla beklenen maçında Chelsea ile Manchester United Stamford Bridge’de karşı karşıya geldi. 1-1 sona eren karşılaşmada takımını öne geçiren golü atan Sancho, maçın öne çıkan isimlerinden biri oldu.&nbsp;Karşılaşmaya 4-3-3 dizilişiyle başlayan Manchester ekibinde Carrick’in en dikkat çeken tercihiyse Ronaldo’nun yedekte başlaması oldu. Bu maçta ileri üçlüde Sancho’ya Bruno Fernandes ve Rashford eşlik etti. Carrick’in ilk yarıdaki planında merkezi kapatmak istemesi nedeniyle top rakibe geçtiğinde genelde merkeze normalden daha yakında pozisyon alan 21 yaşındaki futbolcu, takımının yakaladığı kontratak pozisyonlarındaysa Rashford ile birlikte etkili olmaya çalıştı.&nbsp;Chelsea’nin %68’le topa sahip olduğu ilk yarıda topla yeteneklerini göstermekte zorlansa da defansif görevlerini çoğunlukla yerine getirdi. İkinci yarının başlarında Chelsea’nin kullandığı bir köşe vuruşunda Jorginho’nun orta sahada kaybettiği topu kazanan Sancho, tüm yarı sahayı topla kat ettikten sonra temiz bir vuruşla topu kalecinin yanından ağlara gönderdi. Golden sonra daha fazla topla buluşsa ve atakların daha fazla içinde yer alsa da 60. dakikada oyundan alındı ve yerini Ronaldo’ya bıraktı.Solskjaer ve Carrick DönemleriSezon başında büyük umutlarla Borussia Dortmund’dan transfer edilen Sancho, Solskjaer döneminde takıma ve lige alışmakta oldukça zorlandı. 20 Kasım’da oynanan ve Watford maçına kadar lig veya Şampiyonlar Ligi’nde herhangi bir maçta 90 dakika sahada kalamayan genç oyuncu, Manchester United kariyerine beklentilerin oldukça altında bir başlangıç yaptı.&nbsp;Özellikle Ronaldo transferi ve Greenwood’un lige etkileyici girişi ile hücum hattındaki yerini bir türlü garantileyemedi. Oynadığı bölümlerde de skora katkı yapamayan genç oyuncu için Manchester United kariyerinin ilk günleri sıkıntılı geçti.&nbsp;Ole’nin son maçı olan Watford karşılaşmasında önceki maçlara göre daha etkili görünen Sancho, Villarreal ile oynanan Şampiyonlar Ligi maçında takımını 2-0 öne geçiren golü atarak yeni takımıyla ilk golünü attı. Chelsea deplasmanındaysa takımını öne geçiren Sancho, ligdeki ilk golünü attı. Attığı gollerin dışında bu maçlarda takımla daha uyumlu görünmesi de Rangnick dönemi için olumlu sinyaller verdi.Rangnick Etkisi2012 yılında Red Bull’un futbol yapılanmasının başına geçtikten sonra hem RB Leipzig hem de RB Salzburg takımlarında sportif direktör olarak görev alan Rangnick, bu takımlarda kurduğu sistemle çok sayıda genç oyuncunun transferinde ve gelişiminde büyük bir rol oynadı. 2019 yılında kulüpteki görevi değişen ve global sportif direktör unvanını aldı ve bu iki takımın yanı sıra New York Red Bull ve RB Bragantino’nun da sorumlulukları kendisine geçti.&nbsp;Ayrıca 2015-16 ve 2018-19 sezonlarında teknik direktör olarak RB Leipzig takımının başına geçti. Hem sportif direktörlüğü hem de teknik direktörlüğü döneminde transferleri ve taktikleri belirli kurallara göre belirledi.2020 yılında Sky’a verdiği bir röportajda Rangnick, Sancho için,&nbsp;“Son üç yıldaki gelişimi inanılmaz. Şu anda Avrupa'nın en iyi ofansif kanat oyuncularından biri” ifadesini kullanmıştı. Ayrıca Sancho’nun Manchester City’den ayrıldığı dönemde dönemin RB Leipzig teknik direktörü Ralph Hasenhuttl ile birlikte oyuncuyla Londra’da görüştüklerini ancak Sancho’nun tercihini Dortmund’dan yana kullandığını söyledi. Son olarak da Sancho ile ilgili “Şu anda Avrupa'da temposu, kale önünde tehlikeli olması ve asist yapma yeteneği kombinasyonuna sahip başka bir oyuncu görmüyorum.” açıklamasını yapmıştı.Özellikle Red Bull bünyesindeki takımlarda kurduğu sistemle prese dayalı ofansif, hızlı bir futbol oynatan Rangnick’in yeni takımında bu oyunu oynatmak isteyebileceği düşünülebilir. Eğer bu tip bir oyun oynatacaksa Sancho Rangnick ile birlikte takımdaki önemini oldukça arttırabilir.&nbsp;4 sezon geçirdiği Dortmund’un çoğunlukla oynamayı tercih ettiği bu oyun sayesinde takımda yeni oyuna adaptasyon sorunu yaşama ihtimali düşük isimler arasında. Ayrıca Rangnick’in geçmişteki oyuncuların gelişimlerine katkı yaptığı da düşünülürse elinin altında beğendiğini ifade ettiği genç bir yeteneği izlemek oldukça ilgi çekici olacaktır. Leipzig’de teknik direktörlük yaptığı dönemlerde başta Werner olmak üzere çok sayıda genç oyuncunun gelişimleri düşünüldüğünde Sancho’nun da kendisini geliştirmesi olası. Ancak oyuncu grubunun bu oyun tarzına ne kadar uyacağı sorusu da gündemdeki yerini koruyor.&nbsp;Sancho’nun adaptasyonu, Alman menajerin seçimleri ve Ronaldo’nun varlığında bu oyunun nasıl oynanacağı düşünüldüğünde işlerin hem Manchester United hem de Sancho için nasıl gideceğini hepimize zaman gösterecek.

Oğuz Can Ergin'in serisinde yeni konuğu Jadon Sancho oldu.

Wonderkid Raporu #7: Jadon Sancho

Maça etkili başlayan Liverpool, henüz 5. dakikada Naby Keita’nın golüyle öne geçti. 13. dakikada Diogo Jota’yla farkı 2’ye çıkaran Pool, Mısırlı yıldız Mo Salah’ın 38, 45+5 ve 50. dakikalardaki golleriyle farkı 5’e çıkardı ve maçtan 5-0 galip ayrılıp hanesine 3 puanı yazdırmayı başardı. Manchester United’ta ikinci yarının başında oyuna dahil olan Paul Pogba, 60. dakikada Naby Keita’ya yaptığı hareket sonrası direkt kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">İki takım arasındaki rekabette Manchester United, tarihinin en ezici mağlubiyetlerinden birini aldı. United, bundan daha ağır bir mağlubiyet aldığında tarihler 1895 yılını gösteriyordu. Ekim 1895’te Anfield’daki maç 7-1 sonuçlanmıştı. Aynı zamanda United, 66 sene sonra ilk defa evinde gol atamadan 5 farklı bir mağlubiyet almış oldu. (1955, vs. Man. City)</li></ul>Liverpool ise İngiltere’nin en üst düzey liginde, 61 sene sonra ilk defa üst üste iki deplasman maçından da gol yemeden 5 farkla galip ayrılmayı başardı. 1960 yılında bunu başaran son takım, Manchester United’tı.<ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Öte yandan Liverpool’da Mısırlı yıldız Mo Salah, 3 gol atarak yıldızlaştığı maçla beraber üst üste 10. maçında ağları havalandırmış oldu. Salah aynı zamanda Premier Lig’in en golcü Afrikalıları sıralamasında Didier Drogba’yı da geride bırakarak zirveye yerleşti.</li><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Maç sonunda kameralar karşısına geçen Jürgen Klopp, şu açıklamalarda bulundu:</li></ul><blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 0, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 0, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">“Evet, sonuç mükemmel. Bruno Fernandes maç başında bir şans yakaladı ama mükemmeldik. Rakibimiz olarak asla özgüven veya momentum kazanamazdınız. 4-0’lık skor bile biraz aldatıcı fakat 5-0… Hadi ama. Bu, hiç kimseyi küçük düşürmekle alakalı değildi. Maçın kaderi belli olduktan sonra 3 puanı sorunsuz şekilde eve götürmeyi düşündük, onlara herhangi bir şekilde şans tanımamaya çalıştık ancak Cristiano Ronaldo gol attığında bunu vermiş olduk, neyse ki gol ofsayt gerekçesiyle VAR’dan döndü. Tarih sayfalarına kendi hikayemizi kazımak istiyorduk ve bu da apayrı bir sayfa oldu.”</blockquote><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Hat-trick yaparak maçın kahramanı olan Mo Salah ise Sky Sports’a şunları söyledi:</li></ul><blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 0, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 0, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">“Burada 5-0 kazanmak harika bir şey. Kendi futbolumuzu oynamazsak maçın zor olacağını biliyorduk. Daha en başından işleri sıkı tuttuk bu da maçın daha kolay olmasını sağladı. Onların maç için her şeylerini vereceklerini biliyorduk dolayısıyla yüzde yüzümüzle sahada olmalı ve oyunu domine etmeliydik ve bence bunu başardık. Takım kazandığı sürece mutluluktan fazlasını hissediyorum. Her zaman asist yapmaya çalışıyorum. İlk golde yalnız başıma gidebilirdim ancak Naby’ye pas vermek istedim, yani her zaman takım için en iyimi ortaya koymaya çalışıyorum, bu da en önemli şey.”</blockquote><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Zaten tehlikede olan koltuğu, bu çarpıcı skorun ardından daha da şiddetli sallanmaya başlayan Norveçli teknik adam Ole Gunnar Solskjaer ise şunları söyledi:</li></ul><blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 0, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 0, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">“Pes etmekten son derece uzağım. Bu tip bir insan değilim. Hedeflediğimiz yere ulaşmak üzereydik ancak son birkaç hafta aldığımız sonuçlar istediğimiz gibi olmayınca bir duvara tosladık. Çok fazla basit gol yedik ve bu endişe verici. Hala yarınki idmanı düşünüyorum, hepimiz çok düştük. Hiç bu kadar düştüğümü hatırlamıyorum ancak bütün sorumluluğu üstüme alıyorum, bu benim hatam ancak artık önümüze bakmamız lazım.“Kendime inanıyorum, kulüpte hedeflediğim şeye yaklaştığımı hissediyorum. Son zamanlarda aldığımız sonuçlar iyi değildi. Herkesin aklında şüpheler var ancak ben güçlü kalmalı ve bu zamana kadar yaptığım şeye inanmalıyım.”</blockquote><ul fr-original-style="padding-inline-start: 20px;" style="padding-inline-start: 20px; margin-top: 0px; margin-bottom: 1em; list-style-position: inside; box-sizing: border-box;"><li fr-original-style="" style="box-sizing: border-box;">Son haftalardaki düşük performansıyla eleştiri oklarının hedefi haline gelen Manchester United kaptanı Harry Maguire ise şu sözleri sarf etti:</li></ul><blockquote fr-original-style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 0, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px;" style="color: rgb(9, 9, 9); border-color: rgb(0, 0, 0); border-width: 4px; font-style: italic; padding-left: 10px; margin: 0px 0px 1em; border-left-style: solid; box-sizing: border-box;">“Bu can acıtıcı. Çocuklar mahvolmuş durumda, iyi bir durum değil, iyinin yanından bile geçmez. Buraya maçı analiz etmeye gelmedim. İyi değildik. Taraftarlarımız bize sadık kaldılar. Onlardan özür diliyoruz. Daha iyisini hak ediyorlar. Önümüze bakmalı ve kendimizi geliştirmeliyiz. Şu an incinmiş ve hayal kırıklığına uğramış durumdayım. Dönüp kendime bakıyorum, her oyuncu bunu yapmalı. Her oyuncu dönüp kendisine bakmalı çünkü bu maçı bizim kaybettiğimiz şekilde kaybetmek, hiçbir oyuncu için iyi değildir.”</blockquote>

Lige ilk 5 haftada 4 galibiyet ve 1 beraberlikle başlayan Manchester United, ardından oynadığı 2 lig maçında yalnızca 1 puan alabilmişti. Ev sahibi Leicester City ise son yılların en kötü sezon başlangıçlarından birini yaparak ilk 7 haftayı 2 galibiyet ve 2 beraberlikle tamamladı. İki takım, haftanın en heyecanlı maçlarından birinde karşı karşıya geldi ve kazanan 4-2 ile Leicester oldu. Manchester ekibinde öne çıkan isimlerin arasında bu sezonki 4. lig golünü atan Mason Greenwood da vardı.King Power Stadı’nda oynanan bu zorlu maça ilk 11’de başlayan Greenwood, 4-2-3-1 dizilişinde sağ kanatta forma giydi. Orta ikilide Matic - Pogba ikilisini tercih eden Solskjaer, önlerinde Greenwood - Fernandes - Sancho üçlüsüne, en uçtaysa Ronaldo’ya forma şansı verdi. Maçın ilk dakikalarında topa daha fazla sahip olan taraf Leicester oldu.&nbsp;Bu bölümde genelde geçiş hücumlarıyla pozisyon kovalayan Manchester United’da Greenwood da birçok kez kendi yarı sahasına kadar gelerek top aldı. Özellikle Bruno Fernandes’in sağ kanata yaklaştığı pozisyonlarda yaptıkları verkaçlarla topu sık sık rakip yarı sahaya taşıdı. Topa sahip olma oranlarının dengelenmesi sonrası rakip yarı saha yakınlarında da bu ikilinin verkaçları ile rakip kalede etkili olmaya çalışan Manchester ekibinin attığı gol de yine bu ortaklık sonucu geldi. Sağ kanatta topu alan Greenwood, kendisine yaklaşan Fernandes ile paslaşması sonucu önünü boşaltırken, yaptığı güzel vuruşta top direğin içine çarparak ağlara gitti. Bu şekilde yay çevresinden başka şut pozisyonları da bulan İngiliz futbolcunun bu şutları golle sonuçlanmadı. Ayrıca ilk yarıda kanatta topla buluştuğu bazı pozisyonlarda bindirme yapan Wan-Bissaka’nın koşu yoluna pas atarak pozisyon yaratmaya çalışsa da bu pozisyonlarda Leicester savunması etkiliydi.&nbsp;Maçın ikinci yarısında ilk yarıya oranla daha fazla merkezde topla buluşmaya çalışan Greenwood, zaman zaman ceza sahası yayı çevresinde topla buluşsa da vuruşları etkili olamadı. Leicester’ın yüklendiği pozisyonlarda savunmasına yardımcı olan genç oyuncu, geçiş oyunlarında da hızlı oynaması sayesinde takımı adına kontratak fırsatları yarattı. Oynadığı 80 dakikada topla 39 kez buluşan Greenwood’un 18 defa topla kendi yarı sahasında buluşmasıysa dikkat çekiciydi.<img src="https://images.aposto.com/2021/9/2/1634645355095.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="1.96" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Greenwood’un topla buluştuğu noktalar. (WhoScored) Sezon başında önce Sancho’nun ardından Ronaldo’nun transferi sonrası birçok otorite tarafından ilk 11’deki yerini kaybetmesi beklenen Greenwood, özellikle ilk haftalardaki performansıyla kadrodaki yerini giderek sağlamlaştırdı. Ancak Rashford’un sakatlıktan dönmesi Manchester United hücum hattındaki forma rekabetini bir kez daha kızıştıracak.Mevcut form durumlarıyla ilk 11’deki yerini kaybetmeye en yakın isim yeni transfer Sancho olarak görünürken hem oyuncuya verilen yüksek bonservis ücreti hem de onun yerine Rashford oynadığında 3 forvet karakterli oyuncuyla oynamanın yerleşik hücumlarda yaratacağı sorunlar nedeniyle Greenwood’un formasını kaptırmamak için yüksek formunu devam ettirmesi gerekecek. Ligin ilk 8 maçında 61 kez dikine top taşıyarak bu alanda takımının lideri olan 20 yaşındaki futbolcu, 18 kez topu rakip ceza sahasına taşıyarak takım arkadaşlarına ciddi bir fark atmış durumda.&nbsp;Bu istatistikte Greenwood’a en yakın isimler 8’er kez ceza sahasına top taşımayla Sancho ve Ronaldo. Ayrıca dribbling ve başarılı dribbling istatistiklerinde de hücum hattındaki diğer takım arkadaşlarının önünde yer alıyor. Ligin ilk 8 haftasında Salah, Antonio ve Mane’den sonra en çok şut atan ismi olan genç oyuncu, kaleyi bulan şut istatistiğindeyse Salah’ın ardından Antonio, Sarr ve Vardy ile birlikte 2. sırayı paylaşıyor. Henüz 20 yaşında Manchester United formasıyla 115 resmi maça çıkan ve Şubat ayında sözleşmesini 2025’e kadar uzatan Greenwood, İngiliz futbolunun en önemli genç yetenekleri arasında yer alıyor.<img src="https://images.aposto.com/2021/9/2/1634645420611.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="2.14" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Premier League kaleyi bulan şut istatistiği. (premierleague.com) <img src="https://images.aposto.com/2021/9/2/1634645484055.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="7.71" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Greenwood, Sancho, Ronaldo üçlüsünün topla buluşma, dribbling ve top taşıma istatistikleri. (fbref)

Manchester United'ın istikrarsız sürdürdüğü sezonda Greenwood kadrodaki yerini kaybetmeden devam ediyor ve Leicester'a karşı da gollerine devam etti.

Wonderkid Raporu #5: Mason Greenwood

Teknik direktörlerin takımlarıyla ilgili yaşadıkları sorunlar, zorluklarla nasıl başa çıkacaklarının göstergelerinden biridir. Ole Gunnar Solskjaer’in Manchester United’ın başına geçtiği dönemden bu yana çözmesi gereken birçok sorun önüne geldi ancak onlardan bir tanesi hâlâ çözülebilmiş değil.Jose Mourinho’nun takımdan ayrılmasının ardından yeniden inşa sürecinin başına geçen Ole Gunnar Solskjaer, takımdaki ilk döneminde kendisinden beklenen başarıyı göstererek takımın performansını yukarıya çekmiş ve iyi bir başlangıç yapmıştı. 2019/20 sezonunda beklentilerin altında kalmasına ve Liverpool’un 33, Manchester City’nin 15 puan gerisinde sezonu tamamlamasına rağmen takımın içinde bulunduğu yenilenme süreci dikkate alınarak Solskjaer’in takımda kalması gerektiği kararı alındı.Ertesi sezon yeniden inşa sürecinin son halkasıydı ve artık Manchester United’ın daha rekabetçi olması bekleniyordu ancak Solskjaer yönetimindeki ikinci tam sezonunu da kırmızı şeytanlar kupalardan uzak bir şekilde tamamladı.<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Beklenti</h2>Geçtiğimiz sezonu ligde ikinci sırada tamamlayan ve Avrupa Ligi’ni finalde kaybeden Manchester United, Solskjaer yönetiminde yenilenme sürecini tamamlamıştı ve artık beklenen şampiyonluk mücadelesi o kadar da uzak değildi.&nbsp;Transfer döneminde Manchester City, Chelsea ve Liverpool ile birlikte Manchester United’ın da artık şampiyonluk için bir aday olduğu daha yüksek bir tondan konuşulurken Jadon Sancho ve Raphael Varane transferlerine ek olarak Cristiano Ronaldo’nun da transfer edilmesi, ligdeki ikinciliğin dahi başarısızlık sayılabileceği noktasına takımı getirdi.Solskjaer’in yarım sezonluk dönemi haricindeki diğer iki sezonda Manchester United’ın temel problemi, sıkışan oyunu açamamak ve hedef maçların dışındaki maçlarda puan kaybı yaşamasıydı.&nbsp;Bu problemin kadrodaki oyuncu grubunun niteliğinden kaynaklandığını söylemek geçerli bir sebep olabilirdi zira Bruno Fernandes’in takıma katılmasına kadar geçen dönemde United’ın oyun çözebilecek bir oyuncusu yoktu. Bu eksiklik Bruno Fernandes ile birlikte az da olsa giderilirken Jadon Sancho’nun da eklenmesiyle birlikte kağıt üstünde yaratıcılık sorunu çözülmüştü. Ancak geride kalan 6 hafta aynı soru işaretlerini tekrar gündeme getirdi.<img src="https://images.aposto.com/2021/9/5/1633069786411.jpeg" style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" alt="Ole Gunnar Solskjaer" ratio="Infinity" width="550" fr-original-style="display: block; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable"><h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Döngü</h2>Sezonun ilk haftasındaki Leeds United maçı haricinde Manchester United, ligde oynadığı tüm maçlarda üretim sorunu yaşadı. Farklı kazanlın Newcastle United maçı da dahil olmak üzere rakibi açmakta zorlanan ve pozisyon üretiminde yetersiz kalan Manchester United’da Solskjaer döneminin kronikleşen sorununun 2.5 yıl geçmesine rağmen çözülemediği bir kez daha gözükmüş oldu. Lig maçlarına ek olarak Şampiyonlar Ligi’nde çarşamba günü oynanan Villareal maçı da bu sorunu bir kez daha gösterdi.&nbsp;Sezon başında büyük bir yatırım yapılarak kadroya dahil edilen Jadon Sancho’nun henüz tam anlamıyla kadroda kendine yer bulamaması, takımın Ronaldo ve Bruno Fernandes’e bağlı kalması üretim sorunun başlıca sebepleri olurken Solskjaer’in orta saha ikilisini savunma yönü ağırlıklı isimlerden seçmesi de bu sorunun temelini oluşturuyor. Kadro seçimi kadar yapılan oyuncu değişiklikleri, maç içindeki hamlelerin yetersiz kalması ve muhtemelen her şeyden önemlisi Manchester United’ın net bir A planının olmaması, takımın her kötü gittiği dönemde ortaya çıkan “Solskjaer’le yollar ayrılmalı mı?” sorusunu bu sezon altıncı haftanın sonunda sorulmasına neden oldu.&nbsp;<h2 fr-original-style="" style="margin: 0px; color: rgba(0, 0, 0, 0.85); font-weight: 500; padding: 0px; box-sizing: border-box;">Baskı</h2>West Ham United ve Villareal karşısında son dakikada alınan galibiyetler, Manchester United’ı şu an için her iki kulvarda da dengede tutmaya yetti. Aston Villa mağlubiyetinin ardından ligde alınacak bir iki kötü sonucun ardından ayrılık söylentilerini daha güçlü işitilecek.Zinedine Zidane ve Antonio Conte gibi isimlerin boşta olduğu bir ortamda United’ın yapması gereken çok zor bir tercih var ve bu kararın alınmasını geciktirecek her gün, Manchester United’ın şampiyonluk ihtimalini azaltmaya başlayacak.

Bruno Fernandes ile ilgili hikayeler